{ "title": "Damar", "image": "https://www.damarhastaliklari.gen.tr/images/damar.jpg", "date": "20.01.2024 04:24:09", "author": "ALİ ATAY", "article": [ { "article": "Damar, insan, hayvan ve bitkilerde bulunan içinde besleyici bir sıvının bulunduğu, kanın dolaştığı tüm kanalların genel ismidir. İnsan ve hayvanlarda kan ve lenfaya ait damarlar, bitkilerde ise özsu için damarlar vardır. Kan damarları, kalpten başlayan kan alışverişini bütün vücuda yaydıktan sonra yeniden kalbe getiren damarlardır. Bunlardan biri olan «atardamarlar» karıncıklardan çıkar. Önemli olan atardamarlar başta «büyük atardamar» (Aort) ve «akciğer atardamarlarıdır. «Toplardamarlar» ise vücuda dağılan tüm kanı toplayıp yeniden kalbe getiren damarlardır. Bunların haricinde bir de «kılcal damarlar» (Kılcallar) vardır. Bu damarlar atardamar ve toplardamara oranla oldukça ince damarlardır. Çapları milimetrenin yaklaşık olarak binde 3-7'si kadardır. Atardamar ve toplardamarların arasındaki bağlantıyı birleştirir.

Atardamarın özellikleri ve görevi

En kalın kan damar olan atardamar, sol karıncıktan başlar ve aort alır. Bu atardamarın karıncık bölmesinden çıkış ağzında üç bölmeli bir sigma kapakçığı bulunmaktadır. Bu kapakçık damarda bulunan kanın aorttan sol karıncığa doğru dönmesine engel olmaktadır. Aort, kalp ile arasındaki mesafe uzadıkça çeşitli organlara doğru kollar vererek tüm vücudun en uzak yerlerine dahi ulaşır ve vücuda kan iletir. Akciğerde bulunan atardamar sağ karıncıktan başlar ve akciğerlere doğru uzanır. Bu damarın yer aldığı çıkış ağzında da üç bölmeli bir sigma kapakçığı bulunmaktadır. Akciğer atardamarının çıkışında yer alan sigma kapakçığı kanın yeniden sağ karıncığa dönüşünü engeller.

Toplardamarın özellikleri ve görevi

Toplardamarlar, alt ana ve üst ana toplardamarı olarak iki gruba ayrılır. Her iki damar da bedenin üst ve alt bölümlerinde yer alan kanı toplayıp kalpteki sağ kulakçığa getirir. Bununla beraber, akciğerlerden oksijene maruz kalmış kanı getiren ve kalpteki sol kulakçığa açılan 4 tane akciğer toplardamarı bulunmaktadır.

Kılcal damarların özellikleri ve görevi

Kılcal damarlar, çapları bakımından çok ince damarlardır. Kılcal damarlar vücut dokularının içine yayılıp, kılcal damar ağ gruplarını oluşturarak vücuttaki en küçük hücrelere kadar kanın iletimini sağlamaktadırlar (Atardamarın kılcalları). Hücrelerden aynı yöntemle kanı toplayan da yine kılcal damarlardır (Toplardamarın kılcalları).

Arterioller

Arteriollerde yer alan kan kapillerlere akar. Bu oldukça ince olan damarlar, dokular içinde yoğun bir damar ağı oluştururlar. Kan ile dokular arasında gerçekleşen madde alışverişini kapiller damarlar sağlamaktadır. Duvarları fazlasıyla incedir, bundan dolayı gıdalar ve O2'nin kolayca difüzyonuna uğramasına imkân verirler. Çünkü, kapiller duvarı bir dereceye kadar gözenekli bir yapıya sahiptir. Bu şekilde plazma dokulara rahatça geçebilmektedir.

Arterler

Kalbin ventrikül ismi verilen odacıklarından alınan kanı organlara taşırlar. Pulmoner arter hariç diğerleri olmak üzere, tüm arterler O2'den daha zengin kan taşırlar. Bir arterin sahip olduğu en küçük dallarına arteriol ismi verilir. Kan basıncının düzenlenmesi aşamasında arterioller oldukça önemlidir.

Kapiller

Kapiller içinde bulunan kan venüllere geçer. Bunlara katılarak çap bakımından daha büyük yapıya sahip olan venleri oluşturur. Etrafa yayılmış vaziyette olan kanın, yeniden kalbe dönmesini venler sağlar. Pulmoner venler haricinde kalan tüm venler O2'den fakir yapıya sahip kan taşırlar. Organların canlılık düzeyini ve fonksiyonlarını koruyabilmeleri için öncelikle onları besleyen kan akımının sürekli ve düzgün olmasını sağlamak gerekir. Bu sebepten dolayı damarlardaki en ufak tıkanıklıklar dahi ciddi sorunların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Yaşlanma, diyabet, hareketsizlik, toksik maddelerin vücutta birikimi gibi sorunlar ve bazı damar dışında kalan hastalıklar damarlarda tıkanmalara ve daralmalara sebep olabilmektedir. Arteri tıkılmış olan organın tamamı ya da beslenemeyen bölümü gangren olur ve fonksiyonlarını yitirmeye başlar. Daha seyrek görülmekte olan ven tıkanıklıklarında ise tıkanmanın yaygınlık derecesine göre az veyahut da çok fonksiyon bozuklukları ortaya çıkmaktadır.

Damarın duvarları

Arter ve ven duvarları ise tunica ismi verilen üç tabakadan oluşmaktadır. En içte bulunan kısım endotel (Yani Tunica intima) ismini alır. Basit yapıya sahip bir epitelden oluşan tabakadır. Kanın aktığı pürüzsüz ve düzgün yüzeyi oluşturur. Orta tabaka bölmesini tunica media yapar; düz kaslar ve bağ dokusundan oluşur. Bu tabaka arterler arasında en kalını olup, elastik özellikte lifler içerir. Dış tabaka olan tunica adventitia, arterler arasında oldukça incedir, fakat büyük venlerin duvarlarında en kalın tabakayı oluşturur. Elastik ve kollagen özellikler taşıyan özel liflerden zengin bir bağ dokudan meydana gelir.

Genel anlamda, venler arterlere göre daha ince yapıya sahiptir. Çoğu büyük yapıdaki venler kapak bulundurur. Valvül ismi verilen bu kapaklar, kendi içinde iki kapakçıktan (Diğer adı cuspis) oluşur. Endotel tabakasının içe doğru kaydırılmasıyla meydana gelen cuspisler sayesinde, yerçekimi kanunlarına ters hareket eden kanın geri dönme işlemi engellenir. Kapiller duvarını oluşturan başlıca madde endoteldir. Arteriolun kapillere yakın bölümünde damarı sarmalayan düz kas hücreleri, gevşeme-kasılma suretiyle, kapiller içine kan akımını düzenlemeye başlar.

Dalak karaciğer ve kemik iliğinde venül ve arteriol, kapillerlebenzerlik gösteren sinusoidler içine açılırlar. Bir sinüsoidi çevreleyen endotel hücreleri, bir damarın diğeri ile ilişki kurmasına engel olan barierler oluşturur. Bu sebepten ötürü sinusoidlerde sızıntı oldukça fazladır. Sinusoidlerin dış çevresinde makrofajlar bulunmaktadır. Bu makrofajlar, damarın içine karışın yabancı cisimleri belirleyerek dolaşımdan uzaklaştırır.
" } ] }