{ "title": "Damar Şişmesi", "image": "https://www.damarhastaliklari.gen.tr/images/damar-sismesi.jpg", "date": "21.01.2024 13:27:03", "author": "RAMAZAN ATAY", "article": [ { "article": "
Damar şişmesi, (Yani anevrizma), damar çapının belli bir yerde ortalama %50'den fazla büyümesi şeklinde tanımlanır. Sıklıkla sebebi, damar duvarının sağlamlığını sağlayan elastin ve kolajen gibi liflerin bazı bireylerde az veyahut da sorunlu olması şeklinde kabul edilmektedir. Bu sebeple, ailesinde anevrizma olan bireyler anevrizma geçirme ihtimali daha yüksektir. Bununla beraber, aterosklerozu olan bireylerde damarın duvar zayıfladığı olduğundan, yüksek tansiyona sahip olan kişilerde de damar içi basıncı fazlalaştığı için anevrizma daha sık görülmektedir. Benzer şekilde, fibromusküler displazi ve Ehlers Danlors gibi bazı bağ dokusu rahatsızlıklarında ve Behçet hastalığı ve benzeri gibi vaskülitlerde anevrizma damar duvarının kuvvetinin azaldığından daha da sık rastlanılmaktadır.

Anevrizma türleri: Anevrizmalar biçim bakımından iki şekil olabilmektedirler. Birinci şekilde, damar duvarının ufak bir bölgesinde zayıflık vardır ve anevrizma ise bu bölgeden çıkarak damar dışında asimetrik bir kese şeklinde büyümektedir. Keseye benzediğinden dolayı \"sakküler\" olarak isimlendirilen bu anevrizmalar çoğunlukla daha hızlı büyürler ve daha fazla kanama yapmaktadırlar. Bu türdeki anevrizmalara en fazla kafatası içinde rastlanır bununla birlikte böbrek, dalak ve bağırsak gibi iç organlarında bulunan damarlarda da görülebilmektedir.

İkinci şekil ise damarın etrafını sarmış konunda olan duvarın tamamında zayıflama vardır. Bu durumda, anevrizma her tarafa doğru simetrik bir şekilde büyür. Füziform olarak isimlendirilen bu anevrizmalar çoğunlukla daha yavaş bir şeklide büyür ve daha az oranda kanama yapılmaktadır. Füziform anevrizmalarına en fazla aort ve bacakta bulunan atardamarlarda rastlanılmaktadır.

Vücudumuzda genellikle rastlanan anevrizma şekilleri.

Füziform anevrizmasının diğer bir özel türü de \"dissekan\" anevrizmasıdır. Bu anevrizmalar damarların iç kısmında bulunan tabakanın damarı çevreleyen duvardan ayrılması sonucunda oluşurlar. Ayrılma anlamına gelen \"diseksiyon\" şeklinde isimlendirilen bu olayda, damar içinde yer alan basınçlı kan, damar yaprakları arasına sokulur ve zayıflamış olan dıştaki damar duvarını genişleterek bir anevrizma oluştururlar. Diseksiyon ilerlemeye devam ederse, üstünde bulunduğu damardan bağlantısı kopan yan dalları doku beslenmesini bozabilir ve damarları tıkayabilir. Diseksiyon sebebiyle ortaya çıkan ve \"dissekan\" şeklinde isimlendirilen bu anevrizma şekli, en fazla aort ve kafa içinde yer alan damarlarda görülürmektedir. Damar duvarı diseksiyon sebebiyle incelmiş olduğundan, füziform biçiminde olmalarına rağmen bu tarz anevrizmalarda da kanama oluşması ihtimali oldukça yüksektir.

Anevrizmanın yerleşimi: Anevrizmalara bedenin herhangi bir damarında rastlamak mümkündür. En sık rastlanan yerler kafada yer alan damarlarda ve aortun içidir. Başın içinde en fazla Wills poligonu olarak adlandırılan ve beyin damarlarının kendi aralarındaki bağlantısını oluşturan damarlarda yerleşirler. Bu söz konusu bölgenin anevrizmaları genellikle sakküler şeklindedir.

Aortta yer alan anevrizmalar en fazla karın bölgesinde, böbrek atardamarlarının alt bölümünde yerleşim göstermektedir ve abdominat aort anevrizması şeklinde isimlendirilmektedir. Aort anevrizmaları çok az da olsa karın bölgesinin üst kısımda oluşabilmektedir ve bağırsak, böbrek ve karaciğer içinde yer alan damarlarının da alabilir. Aortta yer alan anevrizmalar en çok füziform şeklindedir ve bazı durumlarda diseksiyonla beraber olabilir.

Anevrizma hakkındaki klinik bulgular: Anevrizmalar sıklıkla belli bir seviyeye kadar herhangi bir şikâyet oluşturmaz. Daha sonrasında oluşabilecek diğer bulgular 3 olayın etkisinde gelişebilmektedir.

Kirlerin etkisi: Anevrizma belli olan bir boyuta geldiği zaman çevredeki var olan dokulara baskı yapmaya başlar ve bazı belirtilere de sebep olur. Bu belirtiler ise mevcut olan anevrizmalar yerleşim kısmına ve yerine göre değişiklik gösterir.

Tromboemboli: Anevrizma içine yerleşmiş olan kan birden oldukça geniş bir alana girdiği zaman yavaş olan ve türbülansa sebep olan bir akım meydana gelir. Bu akım, anevrizma çeperinde pıhtı oluşumuna olanak sağlar ve çeperden kopmuş olan küçük pıhtılar ise daha uçta yer alan küçük damarları da tıkar (Yani emboli olayı).

Fistül: Git gide büyüyen anevrizma komşu çeper ya da organların çeperinde zamana bağlı olarak inceltebilir ve onlara doğru açılabilir. Fistül idye adlandırılmış olan bu olayda, örnek vermek gerekirse bu bir abdominal aorta anevrizamsı bağırsağa açılır ve ağız yolu ya da makattan gerçekleşmiş olan kanamaya sebep olur.

" } ] }