Büyük dolaşım sisteminin görevi, temiz olan kanı birçok doku ve organlara götürerek kirlenmiş kanı yeniden kalbe getirir.

Küçük dolaşım sisteminin görevi, kalbe gelen kirli kanı akciğerlere götürüp kan temizlendikten sonra kanı yeniden kalbe getirmektir.

Toplardamarlara göre daha kalın olan atardamarlarda basınç oldukça yüksek olduğu için bu damarların yaralanmaları oldukça tehlikelidir. Kalbimiz her attığında atardamarların içindeki basınç ve akım hızındaki farklılık damarlarda nabız şeklinde belli olur.

Birinci tabaka, damarın en alt tarafında bulunur ve damarın kanla temas eden bölümüdür. Bu tabaka endotel diye adlandırılan özel hücreler tarafından kaplıdır. Bu hücreler damarlarda bariyer gibi çalışıp hormon salgılarlar.

İkinci tabaka, atardamarların en kalın tabakasıdır ve üst üste bulunan kas hücrelerinden oluşur.

Üçüncü tabaka ise damarın en dışında bulunur ve bağ dokusundan oluşur.

Atardamarlar dokularda küçülüp ayrılarak kılcal damara geçerler ve kanı organlara taşındıktan sonra kan toplardamarlara geçer. Toplardamarlar ise atardamarların organlardan topladığı kanı kalbe iletir. Vücudumuzda önemli bir görevi olan atardamarların tıkanması beslediği organın iflas etmesi gibi durumlarla sonuçlanabilir.

Atardamarların tıkanmasına en çok damar sertliğinden veya damar kireçlenmesinden kaynaklanır. Atardamarlar tıkanması yağ ve kalsiyum gibi çeşitli maddelerden oluşan dokuların atardamarı daraltması ve bunun sonucunda daralan damarın içinde kan pıhtısı oluşarak damarın tıkanmasıdır.

• 50 yaş üzerindeki kişilerde
• Şeker hastalarında
• Kolesterol hastaları
• Tansiyon hastalarında
• Sigara içen kişilerde daha sık görülmektedir.

Atardamarlar organlarımızı beslemekte önemli rol oynadıkları için bu damarların tıkanması beslediği organın beslenmesine engel olur ve bunun sonucunda;

0 Yorum Yapılmış "Atar Damar"
Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin